stockholm sendromu

stockholm'da bir banka soygunu gerçekleşir. soyguncular bankadaki kadınları rehin alır. epey bir süre kadınlarla birlikte bankada kalırlar. (farzedelim 1 ay) rehine mevzusu bitip soyguncular teslim olduğunda hiçbir kadın soygunculardan şikayetçi olmaz. hatta yanlış hatırlamıyorsam her biri o soyguncularla sevgili-eş olur. bu olay sonrası bu sendrom literatüre geçer. uzun süre aynı ortamda kalan, gücünün yetmediğini düşündüğün bir şey senin için en değerli-çok değerli olabilir manası çıkabilir.

ulan sırf bu yöntemle birini ayartırız diye soyguncu olmayı düşlediğim günler olmuştu dsafghj

ben bu mevzuyu bazen aşka da yoruyorum. hani milletin diline doladığı şu mantık evliliği saçmalığına. o mevzu tam da bu mevzuya benziyor. aynı çaresizlik, aynı sıkışmışlık ve aynı son.

1 ay rehine durumu nedir amk bu adamlar 1 ay nerden yıkandı da kadınlar bunların pis kokusunu unutup aşık olabildi

korkunun aşka dönüşmesi.

gerçek hayatta başıma gelse, daha adama aşık bile olamadan korkudan ölüp gideceğim gerçeğini yok sayarsak; kitap ve filmlere konu olduğunda beni oldukça sarıyor. böyle aşkları okurken yada izlerken daha samimi buluyorum :d düşünsene bi adam seni kaçırıyor, rehin alıyor ve senle alakalı-alakasız yaptığı onca kötü şeyin içinde sen ona aşık oluyorsun.

nasıl olur amk anlamıyorum; herif her türlü boku yapıyo, tehditti, küfürdü, belki de dayaktı bilmem ne ve kadın ona aşık oluyor. (bkz: vay anasını sayın seyirciler) (bkz: insan gerçekten hayret ediyor) (bkz: allah'ım sen nelere kadirsin ya rabbim) --- editli not: kadın erkek örneğini yazdım ama bu erkek erkeğe de, kadın kadına da olabilen bir şey, direkt bildiğimi yazayım dedim.

basit anlamıyla, kişinin kendisine zarar veren şeyi kabul etmesi, görmezden gelmesi, kabullenmesi hatta savunmasıdır. kavramın ortaya çıkışı (#88717) numaralı yazıda bahsedilmektedir. toplumsal hayatta birçok alanda görebiliriz bahsi geçen sendromu. özellikle siyasi arenada sıkça görüldüğü söylenebilir. hükümet ve ideoloji eleştirilerinde kullanılır.

yapılan araştırmalara göre türkiye'de ki 14-25 yaş arası gençlerin %85 bu sendromu yaşamakta . yani erkekler kızlara kötü davranmaya itiliyor bence bunun etkisi son zamanlarda wattpadten çıkan kötü cocuk vb kitaplarla çoğaldı.

kısaca bir galatasaray taraftarının, dursun aydın özbek'e sevgi göstermesi olarak tanımlayabiliriz.

bu konu hakkında (bkz: muse) un muhteşem bir şarkısı var, dinleyiniz lütfen. Muse / Stockholm Syndrome

geceleri kurduğum senaryolarda %30-40 oranında gerçekleşen muazzam fantezisi yapılıp porno sektörünü alt üst edebilecek azıcık psikolojik azıcık duygusal bi sendrom

Dört temel bileşeni vardır: -Rehin alınan kişinin, esir alan kişi lehine olumlu duygularının gelişimi. -Rehin alınan kişi ve esir alan kişi arasında daha önce bir ilişkinin olmaması. -Rehinelerin polis güçleri ve diğer hükümet yetkilileri ile işbirliği yapmayı reddetmesi (esir alanların kendileri polis kuvvetlerinin üyesi veya hükümet yetkilisi olmadıkça) -rehin alınan kişi, esir alan kişilerin insanlığını algılamaya başlar ve aynı hedeflere ve değerlere sahip olduklarına inanır.

basit anlamıyla, kişinin kendisine zarar veren şeyi kabul etmesi, görmezden gelmesi, kabullenmesi hatta savunmasıdır.